Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, aralarında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı'nın da bulunduğu 106 şüpheli hakkında gözaltı kararı verildiğini açıkladı.
Bakan Tunç, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen iki soruşturma bulunduğunun altını çizerek, "Terör suçları soruşturma bürosu tarafından yürütülen soruşturma kapsamında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı'nın da aralarında bulunduğu 7 kişi hakkında gözaltı kararı bulunmaktadır. Bu soruşturmada şüphelilerin terör örgütüne iştirak halinde yardım etme suçunu işledikleri iddiası bulunmaktadır. Başlatılan diğer soruşturma ise örgütlü suçlar soruşturma bürosunca yürütülmektedir. Bu soruşturma kapsamında da aralarında yine İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı'nın da bulunduğu 100 şüpheli hakkında gözaltı kararı verilmiştir. Bu soruşturmada şüphelilerin çıkar amaçlı suç örgütü kapsamında rüşvet, irtikap, ihaleye fesat karıştırma, nitelikli dolandırıcılık, kişisel verileri hukuka aykırı olarak ele geçirme suçlarını işledikleri iddiası bulunmaktadır. Her iki soruşturma kapsamında toplam 16 şüpheli hakkında gözaltı kararı bulunmaktadır" ifadelerini kullandı.
"DARBE GİBİ İFADELER TEHLİKELİ VE YANLIŞTIR"
Anayasa'nın 9 ve 138'inci maddeleri ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 157'nci maddelerini hatırlatan Bakan Tunç 'darbe' gibi ifadeleri kullanmanın tehlikeli ve yanlış olduğu vurgusunu yaptı.
İşte o açıklamalar:
"Başlatılan soruşturmalarla ilgili olarak dosya içeriğine, iddia ve delillere vakıf olmadan değerlendirmelerde bulunmak doğru değildir. Tarafsız ve bağımsız yargının gerçekleştirmekte olduğu soruşturmaları farklı taraflara çekmek, darbe gibi ifadelerle nitelendirmek son derece tehlikeli ve yanlıştır. Diğer yandan sokak çağrıları yaparak soruşturmalar üzerinden dezenformasyon yapmak, kamuoyunu yanıltmaya yönelik söylemlerde bulunmak asla kabul edilemez. Herkes bilmelidir ki, hukuk devletinde suç işlendiğine dair bir iddia varsa, savunmanın yapılacağı yer sokaklar değil, yargı makamlarıdır. Suç işlendiğine dair bir delil varsa bununla ilgili gerekli soruşturma yetkili yargı makamlarınca yapılır. Yargı huzurunda hesap vermek ve savunma yapmak herkes için bir haktır, aynı zamanda bir zorunluluktur."
"CUMHURBAŞKANI İLE İLİŞKİLENDİRMEK HADSİZLİKTİR"
"Yargının başlattığı soruşturma ve davaları Sayın Cumhurbaşkanımız ile ilişkilendirmek en hafif tabiriyle hadsizliktir, haddini bilmemektir. Yasaması, yürütmesi, yargısıyla ülkemizde kuvvetler ayrılığı esastır. Yargı kimseden emir ve talimat almaz. Yargıya saldırmak, yargı mensuplarını tehdit etmek, onlara hakaret etmek, demokratik hukuk devletinde asla kabul edilemez."
"YARGININ VERECEĞİ KARAR SAYGIYLA KARŞILANMALIDIR"
"Adaletin tecellisi için yürüyen soruşturmaları etkilemeye yönelik tavır ve davranışlarda bulunmak yerine, sağduyu ile hareket etmek gerekmektedir. Tarafsız ve bağımsız yargının vereceği karar herkes için bağlayıcıdır ve saygıyla karşılanmalıdır. Soruşturma aşamasında iddialar, savunma ve deliller değerlendirilecek ve soruşturmanın gizliliği ortadan kalktığında maddi gerçeği, tüm açıklığı ve şeffaflığı ile kamuoyu öğrenecektir. Bugünden soruşturma içeriği ile ilgili hiçbir bilgisi olmadan, lehte ya da aleyhte peşin hükme varmak doğru değildir. Unutulmamalıdır ki; hukuk devletinde masumiyet karinesi ve lekelenmeme hakkı esastır. Bu çerçevede Türk yargısına güvenmemiz gerekmektedir. Yargının kendi içerisinde hak arama yolları sonuna kadar açıktır. Adaletin, tam ve eksiksiz tecellisi için süreci sükunetle takip etmek, verilecek kararı saygıyla karşılamak hepimizin ortak sorumluluğudur."