Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan TBMM Meclis Grup Toplantısı'nda TÜSİAD Başkan ve yöneticilerine çok sert yanıt verdi. Adeta tarihi bir konuşmaya imza atan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Haddinizi bileceksiniz" dedi.
AK Parti Meclis Grup Toplantısı'nda konuşan Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel'in kendisine yönelik eleştirilerine yanıt verdi, sözü geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamayla gündeme gelen TÜSİAD yöneticilerine getirdi.
ERDOĞAN: "KUKLALARLA İŞİMİZ OLMAZ, BİZİM MUHATABIMIZ KUKLACILAR"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi (YİK) Başkanı Ömer Aras'ın açıklamalarını haddini aşan ve buram buram provokasyon koktuğunu belirterek, "Yasakların kalkmaması için mahkemeye koşanların bize demokrasi ve özgürlükler konusunda söyleyecek hiçbir sözü olamaz. TÜSİAD Yönetimi'nin açıklamaları sonrasında emre amade uşak misali sıraya dizilen muhalefet figürlerini nazara almıyoruz. Kraldan çok kralcı davrananların ederi, onlara sahiplerinin biçtiği değer kadardır. Kuklalarla bizim işimiz olmaz. Bizim muhatabımız kuklacılardır" ifadelerini kullandı.
İşte o açıklamaların devamı:
"TÜSİAD zihniyeti siyasetin zayıf ve devletin onların tasallutu altında olduğu dönemlerin sembolüdür. Bu yapı, kamunun kesesinden ve milletin sırtından elde edilen haksız kazançların, yerli-milli üretim yerine, distribütörlük yoluyla elde edilen imtiyazların gölgesinde büyümüş ve büyütülmüş işadamlarıyla mağruftur.
"İKTİDARLARA AYAR VERİYORLARDI"
2002 öncesinde TÜSİAD zihniyetinin nele tekabül ettiğini hepimiz çok iyi hatırlıyoruz. Bakınız bunlar eski Türkiye'de sadece paraya hükmediyorlardı. Aynı zamanda siyaseti de istedikleri gibi dizayn ediyorlardı. Çıkarlarına göre karar organlarını kontrol ediyor ve yönlendiriyorlardı. Gazete manşetleri vasıtasıyla iktidarlara ayar veriyorlardı. Biz işte buna dur dedik.
"BİR AVUÇ KOMPRODÖR BURJUVAZİ"
Milletin muazzez iradesinin üstünde hiçbir güç tanımadık. Ekonomiyi rant ekonomisi olmaktan çıkarıp üretim ve ihracaat ekonomisi haline dönüştürdük. Sermayenin renklere büründüğü ayrımcı yapıya son vererek, Anadolu'nun bağrından yeni aktörlerin çıkmasını sağladık. Milletin kaynaklarını kerameti kendinden menkul bir avuç komprodör, burjuvazinin zenginleşmesi için değil, tüm kesimleriyle milletin huzuru, refahı, kalkınması ve esenliği için kullandık. İktidarlarımız döneminde kişi başına gelir burası da çok önemli, 3 bin 600 dolardan bu sene 15 bin doların üzerine çıktık. Ey TÜSİAD. 3 bin 600'den 15 bin doların üzerine çıkan bir süreç var. Bu AK Parti iktidarının döneminde oldu. Ya siz ye hesap bilmiyorsunuz, ya da hesabınız bozuk.
Çok ciddi dirençle karşılaştık. Çıkarlarına dokunduklarımızın, rant musluklarını kestiklerimizin, bel altı vuruşlarına ve operasyonlarına maruz kaldık. Bunların en başında sizin de bildiğiniz üzere TÜSİAD geliyordu. Türkiye'nin gerçek anlamdaki her demokrasi ve kalkınma hamlesi, açık söylüyorum TÜSİAD zihniyetini daima rahatsız etmiştir. Nitekim bu kuruluşun darbeciler, cuntacılar, emperyalistler ve onların etki ajanlarının safında ülkemize ve milletimize karşı sergilediği üstenci, faşizan, nobran tavırlar toplumsal hafıza kayıtlarımızda mağfuzdur.
"BEŞİNCİ KOL ELEMANLARI"
TÜSİAD'ın eski zihniyetinin yeniden tedavüle sokulmaya çalıştığının farkındayız. Hep söylediğimiz ve gereğini yaptığımız gibi başaramayacaksınız. Türkiye'nin terör örgütleriyle iltisaklı veya yolsuzluk batağına saplanmış, kendi ayıbını örtmek için sağa sola sataşan muhterislere teslim olmasını istiyorsanız, bilin ki böyle bir şey asla gerçekleşmeyecek.
Türkiye'nin yerli ve milli üretimden vazgeçerek yeniden küresel ticaretin zayıf bir pazarı haline dönüşmesini istiyorsanız, bilin ki böyle bir şeye de asla müsade etmeyeceğiz.
Türkiye'nin demokrasisini darbecilerin, ekonomisini sömürgecilerin, milli iradeyi sivil toplum ve siyasetçi görünümlü beşinci kol elemanlarının güdümüne sokmasını istiyorsanız, bilin ki böyle bir şeye canımız pahasına rıza göstermeyeceğiz.
"MORALİ BOZUK OLAN ÜLKE DEĞİL, TÜSİAD DEMİRBAŞLARIDIR"
TÜSİAD'ın Türkiye'de güven iklimini bozan örnekler olarak verdiği her konu hukukun, adaletin, savcıların, hakimlerin yetki alanındadır. Hukuk devletine yürekten inananların safı, terör yardakçılarının, hırsızların, edep adap tanımaz, provokatörlerin, disiplinsizlerin, sanat dünyasını esir alan marjinallerin yargı mensuplarını ve ailelerini tehdit eden kibir abidelerinin değil, hukuku uygulayanların yanı olmak zorundadır. Çöken TÜSİAD'ın iddia ettiği gibi sistem değil, devletin zayıf, milletin fakir, bireylerin bezgin olduğu, buna karşılık kendilerinin altın devirlerini yaşadığı dönemlere ilişkin hayalleridir. Morali bozuk olan ülke değil, TÜSİAD buraya dikkat et. Morali bozuk olan ülke değil, imtiyazla büyüdükleri devirlerin ardından devlet hazinesini istedikleri gibi paylaşamadıkları için iç sıkıntılar yaşayan TÜSİAD demirbaşlarıdır."
"DEPREM AFETİNDE SİZ NE YAPTINIZ?"
Halkın güven bunalımı yaşamadığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Sözünü ettikleri usülsüzlüklerin müsebbibi olan, sadece para kazanma hırsıyla kuralsız iş yapmayı adet edinen TÜSİAD zihniyetidir" dedi.
TÜSİAD'ın doğal afetler üzerinden yaptığı eleştiriye de yanıt veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Yurtdışındaki afetlerde bırakın zararın tüm boyutlarını, can kayıplarının bile tam olarak açıklanmadığını bildikleri halde, ileri geri konuşuyorlar. Oysa afetzedelerimizin yaralarını sarma konusunda Türkiye'nin başarısını sadece evi barkı yıkılan, düzeni bozulan kardeşlerimiz değil bütün Dünya çok iyi biliyor ve çabalarımızı takdir ediyor. Acaba, ey TÜSİAD şu deprem afetinde siz ne yaptınız? Acaba siz AFAD'ın yanında ne kadar destek verdiniz? Neyle oralarda bulundunuz? Ta Azerbaycan, Pakistan bütün buralar, burada yardıma koşarken siz neredeydiniz? Zerre kadar vicdanları varsa çıkıp söylesinler. Dünya'da bizim yaşadıklarımızın yarısını yaşasa, ayakta kalabilen bir ülke olur muydu? Depremin üzerinden iki yıl bile geçmeden 201 bin konutu teslim eden bir başka ülke daha var mıdır? Etrafı ateş çemberiyle kuşatılmışken, ekonomisini büyüten, ihracatını arttıran, istihdamda kayıp yaşamayan, ulaşımda, sağlıkta, savunmada, yatırımlarda rekordan rekora koşan bir başka devlet gösterebilirler mi? Şayet mesele hesap vermek ise evvel emirde TÜSİAD'ın bu ülkede yarım yüzyıldan fazladır sebep olduğu siyasi, sosyal, ekonomik maliyetlerin hesabını vermekle işe başlanması gerekiyor. Biz bu makamlarda olduğumuz sürece de, devletin kaynaklarının bir avuç seçkine aktığı eski sistemi geri getirmeye kimsenin gücü yetmeyecektir. Ekonomiyle, istihdamla, üretimle ilgili yapıcı fikirlerle gündeme gelmek yerine, siyaset mühendisliğine soyunanlara şunu hatırlatmak isterim. Türkiye sizin tapulu mülkünüz, millet sizin personeliniz, siyasetçiler de maaşlı elemanlarınız değildir." şeklinde konuştu.
"HADDİNİZİ BİLECEKSİNİZ"
İşte Erdoğan'ın konuşmasının son bölümlerinde TÜSİAD Yönetimi'ne ayar veren o sözleri:
"Eski Türkiye'nin karanlık ve kaotik ikliminde senelerce borunuzu öttürmüş olabilirsiniz. Hukukun kapsama alanı dışında tutulduğunuz eski Türkiye'yi özlüyor da olabilirsiniz, ama yeni Türkiye'de haddinizi bileceksiniz. İşadamı derneği iseniz işadamı derneği gibi davranmayı öğreneceksiniz. Milleti kışkırtmayacak, devletin kurumlarını provoke etmeyecek, yargıyı baskı altına almaya kalkışmayacaksınız. Siyaset yapmaya çok hevesliyseniz, ya parti kurarsınız, ya da ağzınızdan çıkacak iki çift söze bakan muhalefet partilerinden birini seçersiniz. Kusura bakmayın. Bu ülkeyi tekrar istikrarsızlık bataklığına sürüklemenize göz yummayız. Ürettiğiniz, çalıştığınız, ülkeye ve millete faydalı olduğunuz müddetçe, 85 milyonun her bir ferdi gibi sizi de destekleriz. Ne hak yiyen olacağız, ne de milletin hakkının, hukukunun, iradesinin gaspedilmesine rıza göstereceğiz."
TÜSİAD'ın 13 Şubat'ta gerçekleştirilen Genel Kurulu'nda açış konuşması yapan Yüksek İstişare Konseyi (YİK) Başkanı Ömer Aras, son dönemlerde başlatılan soruşturma, tutuklamalar ve kayyım uygulamalarına yönelik eleştirel açıklamalarda bulunmuştu.