Bir ömür boyu yaşamaya başlamak çok basit. Bir imza ile beş dakika da başlar her şey. Ancak asıl mesele bu evliliği sürdürebilmektir. Bu kolay görünebilen bir eylem gibi gelse de hiçte o kadar basit bir yapı değildir. İhmale gelmeyen bir kurumdur evlilik.
Evlilik; kültürleri, yaşantıları farklı olan kişilerin yasa yolu ile zaman ve mekanı paylaştıkları bir partner ilişkisidir. Geleceğe dair yapılan bir anlaşmadır aslında.
Girilen bu yolda tartışmaların olması, bir takım sorunların yaşanması gayet normaldir. Önemli olan bu tartışmadan ne kadar az hasarla çıkabilmek ya da ne kadar kısa sürede bu tatsızlığı bitirebilmektir. İki taraftan biri mutlaka yaşanan tartışmalarda iyimser bir tavır takınmalı. Bazı mutlu çiftlere baktığımda gözlemlediğim şey "iyimser davranış" sergilemek ve böylelikle birbirlerine olan bağları sevgiyi ortaya çıkarıyorlar.
Tüm evlilikler mutlu olmak için başlar. Bu hevesle, sevinçle imzalar atılır ancak mutlu yürütmek için bir çaba gösterilmez. Hiç kuşkusuz ailede mutluluk, dirlik, düzen eşlerin uyuşmasına anlaşmasına bağlıdır. Birçok kitap okuruz ya da birçok video izleriz evlilikte mutlu olmanın sırları şeklinde başlıklarla. Mutlu evlilikte 20 kural vs. gibi ancak inanın bu tarz maddeleştirmeye sayısallaştırmaya gerek yok.
Kimine göre hayal, kimine göre gerçek, kimine göre gereksiz, kimine göre olmazsa olmaz olan bu kurumun içinde bulunanlar her şeyden önce bana kalırsa birbirlerinin karakterlerine saygı göstermeliler. Kimse kimseyi değiştirmeye çalışmamalı. Mükemmellik, kusursuzluk aranmamalı. Yola, olduğu gibi kabul etmek ile başlamak, sevgiden çok daha öte bir davranıştır. Birbirlerinin hatasını görmek alay etmek yerine kusurlarını tamamlamaktır evlilik.
Son yıllarda boşanma oranları sürekli artmaktadır. Herkes içine girdiği bu kurumdan sıkılmış, adeta kaçar gibi çıkmak istemektedirler. Sebepleri mi sadece bu kurumda yaşadıkları yalnızlıklar ve mutsuzluklardır.
Mutsuzlukları gidermenin formülü şudur demek elbette mümkün değildir. Ama hayal kırıklığına uğramamak için bir takım davranışlar yapılmalı elbette.
Etrafıma baktığımda; eşiyle sohbet edebilen iletişim kurabilen karşılıklı muhabbetten zevk alan eşler mutlular. Eşlerin aşırı yakın olması da mutsuzluk getirebiliyor bazen. İlişkilerde her zaman kişiler özel zaman ayırmalı kendilerine. Keyif aldığı etkinlikleri, arkadaşlıkları bu zaman dilimine sığdırmalı, ilişkiyi uzun vadede ayakta tutmanın bir başka yolu bence bu. Bir başka zaman diliminde de ortak hoşlandığınız sosyal etkinlikleri yapmak, yapabilmek, eşlerin birlikte bir şeyleri keşfetmesi onları daha da yakınlaştıracaktır.
Evliliğin, çaba gerektirdiği apaçık ortada iken. Hala özür dilemekten kaçınmak niye, hala gururu bir kenara bırakmamak niye, hala karşınızdakinden çok, bencilce kendinizi düşünmeniz niye, tartışmaların öfke nöbetlerine dönüşmesi niye.
Gelin, mümkün olduğunca yola birlikte çıktığınız eşinize seni seviyorum, sana güveniyorum deyin. Değer verdiğinizi hissettirin ona ve kucak dolusu sarılın.
Sevginiz sonsuz olsun.