Hukuk Devleti kavramı yenidir. Hukuk devleti kavramının yerleşme nedeni, sermaye akımlarından kaynaklandı.
Tarımsal üretim aşamasında, üretim toprak ağırlıklı olarak yapılıyor. Toprak taşınmaz varlıktır. Taşınamayan üretim faktörü ile ilgili olarak, siyasi otorite istediği kararı alabilir ve uygular.
Sanayi üretim aşamasına geçince, işler değişti. Sanayi üretimi, makine ile yapılan üretimdir. Makine sermayeyi temsil eder. Sermaye yoksa makine alamazsınız. Üretim yapamazsınız. Dolayısıyla, sanayi üretimi sermayeli üretimdir.
Sermaye toprağa benzemez. Toprak taşınmazdır. Sermaye ise taşınabilir. Paraya döner ve istediği yere gider. Sermaye güvenli olmayan yerde durmaz. Kaçar.
Bu sorunu Batı 'Hukuk devleti' uygulaması ile çözdü. Hukuk devletinde servet ve sermaye kaçmıyor. Aksine, dışarıdan servet ve sermaye giriyor. Tipik örnek İsviçre'dir. Coğrafyası dağ ve taşdan ibaret İsviçre, Hukuk devleti kuralını uyguluyor, zenginlik içerisinde yaşıyor.
Hukuk devleti olmanın şartları var.
Birinci şart "İnsan hak ve özgürlüklerine saygılı bir anayasaya" sahip olmaktır.
İkincisi, yasaların anayasaya uygunluğunu denetleyecek hukuk düzeninin varlığıdır.
Üçüncüsü, bağımsız ve tarafsız yargıdır.
Dördüncüsü, halk iradesine dayanan demokratik usuller ile oluşmuş siyasi bir otoritenin mevcudiyetidir.
Bunlardan biri yoksa Hukuk devletinden söz edilemez.
1948 yılında yayımlanan İnsan Hakları Beyannamesi'ne göre 'mülkiyet' temel haklardan sayılıyor. Hukuk devletinde, Anayasa ile mülkiyet hakkının garanti altında tutulması şarttır. Mülkiyet hakkına en ufak bir müdahele, hukuk devleti olmayı engelliyor.
Hukuk devleti hüviyetini kaybeden ülkelerde sermaye durmuyor. Kaçıyor.
Sermaye kaçıran ülkede;
1. Sermaye/Emek oranı bozuluyor. Eksik istihdam yüzdesi (işsizlik) artıyor.
2. Yatırımlar azalıyor. Büyüme oranı düşüyor.
3. Sermaye çıkışı nedeniyle ödemeler dengesi açık veriyor. Kurlar artıyor.
4. Artan kurlar, enflasyonu artırıyor.
5. Döviz karaborsası önlenemiyor. İthalatta sıkıntı yaşanıyor.
Beş sorunu çözmenin yolu, Hukuk devleti olmaktan geçiyor. (Yazar Dr.Şinasi Kara'nın sosyal medya hesabından alıntıdır)