Ağustos'un ilk haftasında ABD Doları'nın kasıtlı olarak yükseltilmesi ile başlayan sıkıntılı süreç belli ölçüde sakinleşmiş durumda.
Cumhurbaşkanımızın 'yaşananların bir kriz olmayıp, birilerinin kriz varmış gibi hava oluşturmaya çalıştığına' yönelik mesajları, olup bitenin anlaşılmasını sağladı. Hazine ve maliye Bakanı Berat Albayrak'ın enerji konusu yanında bu işi de iyi bildiğini gösteren girişimleri de, ekonomi üzerinden saldıranların heveslerini kursaklarında bıraktı.
Muvafık ya da muhalif konuyu iyi bilenlerle istişareler sonucunda oluşturulan Yeni Ekonomik Program (YEP), kısa sürede ciddi bir toparlanmaya vesile olacağını şimdiden göstermeye başladı bile.
Müzmin ve sonradan olma muhalifler, bardağın boş kalan kısmını öne çıkarmaya ve 'yandık, bittik, mahvolduk' nakaratlı şarkılar söylemeye devam ediyorlar. Borçlarını 2060'ta ancak bitirebilecek 'batık' Yunanistan'ın kredi notunu yükseltip herhangi bir ödeme sıkıntısı olmayan ülkemizin notlarını düşürme eğilimindeki kuruluşları alkışlamaları, bundan.
Dertleri kendimizi çaresiz hissedip tekrar IMF'nin kapısını çalmamızı sağlamak olduğundan, ekonomik yapıyı daha da sağlamlaştırmak için objektif katkılarda bulunacak danışman kuruluş meselesini ise itibarsızlaştırmaya çalışıyorlar. Tabii ki yalanlar eşliğinde...