Siyasi yazı yazmadığımı, takipçilerim bilir. Gündemi oluşturan konular, bu kaidenin istisnasını oluşturuyor.
Türkiye'nin IMF'ye borcu yok. Devletin dış borcu ise, Maastriht Kriteri'nin yarısından daha az. Maastricht Kriteri'ni aşmayan ülkeler ile IMF ilgilenmiyor.
Neden IMF Türkiye'ye geldi sorusuna cevabı, medya veriyor. IMF ile yapılan antlaşmanın 4. maddesine istisnadan, IMF'nin, danışmalarda bulunmak üzere, Türkiye'ye geldiği anlaşılıyor.
IMF'yi günahım kadar sevmem. Çünkü IMF, dolar basan bankerlerin, ekonomik vurucu gücüdür. Kredi mekanizması yoluyla, Hükümetleri denetimde tutar. Denetime tabi tutulan ülkeler, önce ekonomik egemenliğini kaybeder. IMF, ekonomik baskılar ile siyasal sonuçları dikte eder.
Yıllardan beri CHP sözcüleri "Ülkeyi IMF'ye teslim edecek" diye Hükümet'i suçluyordu. Bu suçlamanın gerisinde IMF'nin gerçek kimliği yatıyordu. Zira, IMF'nin dikte ettiği ekonomi politikalar, sabit gelirlileri ve işçileri yokluğa mahkum ediyor.
IMF'nin gerçek yüzünü bidikleri halde CHP, İMF ile GİZLİ TOPLANTI yapıyor. Bir taraftan, IMF'in gerçek yüzünü halka açıklayacaksın, diğer taraftan kötülediğin bu kurum ile gizli görüşme yapacaksın.
İnsanın aklına 'Bu ne biçim perhiz, ne biçim lahana turşusu' deyimi geliyor. Benim gibi sıradan vatandaşlar CHP'ye 'IMF ile ne işin var' diye soruyor, cevap bekliyor.