Fındık sezonu geliyor. Bu yıl havalar iyi gitti, sezonun bir hafta erken başlaması mümkün görünüyor. Vatandaşı ilgilendiren ise, fındığın fiyatıdır.
Yılların tecrübesi önemli bir gerçeği doğrulamıştır. Fındıkta destekleme alım olmadığı taktirde, üretici emeğinin karşılığını alamıyor. Fındık piyasasında "serbest piyasa söylemi" geçerli değil.
Serbest piyasada "alıcı ve satıcıların fiyata müdahil olamayacak kadar küçük ve çok olması" gerekiyor. Fındık piyasasında bu kural işlemiyor. Satıcı yani üretici fiyatı etkileyecek yapıda değil. Fakat satın alıcılar ise bir elin parmak sayısını aşmıyor. Bu yüzden ALIM TRÖSTÜ kolay gerçekleşiyor.
Alım Tröstüne karşı tek çare, devletin destekleme alım politikasıdır. Destekleme alım yapılmadığı taktirde, alıcılar fındık fiyatını "ortalama maliyete" kadar indiriyor.
Geçen yıl Devlet 16 liradan destekleme alım yaptı. Buna rağmen, TMO'nun engelleyici alım siyaseti yüzünden vatandaş fındığını 12 liradan satmak zorunda kaldı. Vatandaşın fındığı bittikten sonra, fiyatlar artmaya başladı.
TMO 16 liraya satın aldığı fındığı, 24 liradan sattı. Kiloda 8 lira kar etti. Destekleme alım yapmakla, devlet karlı duruma geçmiş oldu. Demek ki, fındıkta büyük oyunlar dönüyor. Devlet ciddiyeti devreye girdiği zaman, oyun bozuluyor.
Alım tröstü kuranların, oyunu bozulduğu zaman, ülkeye daha çok döviz giriyor. Nitekim bu yıl fındık ihracatından elde edilen toplam döviz geliri, rekora koşuyor.
Müstahsilin beklentisi çok basit ve rasyonel. TMO'nun en son sattığı fındık fiyatını ''destekleme alım fiyatı olarak'' açıklamak. Bu fiyatın 24 lira olduğunu herkes biliyor.
Oyunu bozmanın ikinci yolu ise, sezon başlamadan önce Temmuz Ayı içerisinde, destekleme alım fiyatını açıklamaktan geçiyor.