Son yıllarda korkulu günlerimizin sayısının git gide arttığını gözlemliyorum. Tıpkı bugünkü gibi... Belediye başkanlığı seçimleri herhangi bir seçim olmaktan çıkmış durumda! Geleceği yeniden inşa etmek, nasıl bir dünyada yaşamak istiyorsak onun için tarih yazmak üzere oy kullanıyoruz. Ve fark ediyorum ki hepimiz korkuyoruz! A partisine oy verecek olanımız da korkuyor, B partisine oy verecek olanımız da, dudaklarından tam zıttı sözcükler dökülse de adaylarımız da...
Ben de korkuyorum, hatta sadece seçimler ve sonuçlarından değil, eskiye nazaran hayatımın her alanındaki her şeyden biraz daha korkuyorum.
Malum Sevgililer Günü’nü yeni atlattık, bugüne dair gözlemlerim de açıkça gösteriyor ki sevgilisi olan da olmayan da, evli olan da korkuyor gündeminde evlilik olmayan da… Aldatılma korkusu, yalnız kalma korkusu, özgülüğün elden gitme korkusu, belirsizlik korkusu ya da tam aksi birisi ile tüm öbür boyu geçirmek düşüncesinin verdiği korkular, saymakla bitmezler.
Senaryolarımız nasıl olursa olsun her birinde korku var atık. Seçim yapmak bile korkutuyor bizi, tıpkı seçme özgürlüğümüzün olmaması durumumuz kadar hem de...