Kadınlar ne ister? Sorusunu hepimiz toplum olarak dile getiririz ve bu soru artık bir tabu haline gelmiştir. Bu soru herkes tarafından kabul edilmiştir. Ancak Erkek ne ister? Sorusu hiç aklımıza gelmeyen üstü örtülen bir soru kalıbıdır.
Erkekler temelde aileden başlayarak erkekliğe güdülenirler. Kahraman olma güdüsü taşırlar, erkeklik mitleri ile büyütülürler. Her an erkekliğini kanıtlamaya çalışma arzusu içerisindedirler. Okulda, askerlikte, kahvede, evlilikte vs. gibi durumlarda hep bir meydan okuma ve güçlü durma çabası içerisindedirler. Öyle ki bu güçlü olma baskısı ya da içselleştirilen bu durum hastalık boyutunda bile etkili. Hasta olan erkek asla hastayım demez bunu kendisine güçsüzlük olarak görür nedense ve en son aşamada hastaneye gider. Siz hiç burnu kanayınca hastaneye giden erkek gördünüz mü?
Bu sürekli kusursuzluk hali veya güçlü olma psikolojisi erkeği yorduğu gibi erkeğin ne istediğini de bilmediğini gösterir. Aile içinde, toplumda, arkadaş çevresinde gördüğü her türlü şiddeti de zayıflık olarak gördüğü için asla dile getirmezler bir kadın gibi dillendirmezler.
İçlerinde yaşarlar erkekler her türlü şiddeti. Bu da zannediliyor ki hep kadınlar şiddet görür hiç erkekler şiddet görmez. Bu kanı tamamen yanlış. Erkeklerde her türlü şiddeti görüyor ancak biz kadınlar kadar dile getiremiyorlar maalesef.
Kadında erkek kadar şiddete başvurabilir, erkekler ne tarz şiddetle karşılaşıyorlar;
- Erkeği başkalarının yanında küçük düşürmek,
- Erkeğin cinsel hayatı hakkında hikâyeler uydurmak,
- Kimse yokken tehdit etmek sindirmek, eksiklerini yüzüne vurmak,
- Aşırı derece de kıskanmak hatta şöyle ki aile dâhil tüm dostları, akrabaları ile ilişiğinin kesilmesi ve sosyalleşmesini engellemek,
- Sürekli başka çiftlerden örnek vererek kendisini aşağılamak ve diğerleri ile karşılaştırmak,
Artık erkeğe eziyet olması için odaları ayırmaktan tutunda, evi ayırmalara kadar varan bir şiddetten bahsedebiliriz.
İşte yukarı da saydığım erkeklerin yaşadığı psikolojik şiddetin sadece bazıları ve maalesef bunu erkeklerin en yakınları bile bilmez.
Şiddet gittikçe yaygınlaşan toplumsal bir sağlık sorunudur. Uygulanan her türlü şiddet, toplumlarda sağlıksız bireyler yaratmaktadır. Oysaki sağlıklı bir toplum ancak sağlıklı bireylerin meydana getirdiği bir toplumdan oluşmaktadır.