François Marie Arouet.

Bildiğimiz adıyla ünlü filozof ve yazar Fransız asıllı Voltaire.

O'nun bir sözü vardı: 

"Doktorlar, az bildikleri ilaçları, daha az bildikleri hastalıkları tedavi etmek için hiç bilmedikleri insanlara veren adamlardır."

Doğru değil mi? 

Doğru. Hem yerelde, hem genelde, hem Dünya'da. Koronavirüs aşısı üretmek için tam da böyle yapmadılar mı? Az bildikleri ilaçları, daha az bildikleri bir virüs aşısını denemek için hiç bilmedikleri insanlara vermediler mi?

Neyse...

Çin aşısı bu Pazartesi günü Türkiye'de. Yani 28 Aralık günü. 3 milyon doz geliyor. Çinli ilaç firması SinoVac üretti, adını CoronaVac koydu.

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, BIONTECH aşısı ile ilgili müjdeyi de verdi: "Bu gece 04.30 itibariyle anlaşma imzalandı"  İlk etapta 550.000 doz, toplamda 4.5 milyon doz. Ayrıca 30 milyon doza kadar da temin edilebilecek.  

Hadi hayırlısı...

Umarım işe yarar...

***

Yaklaşık 1 ay önce büyük havalarla, büyük transferlerle açılan bir medya kuruluşu daha 20-25 günlük yayın hayatının ardından kapandı gitti. 

Kapatılmadı, kapandı.

Yıllarca, ama yıllarca "Doğru, tarafsız, ilkeli ve özgür habercilik" veya "yayıncılık" safsatalarıyla gazetecilik-televizyonculuk mesleği bu millete yutturuldu. 

Kim doğru? Kim tarafsız? Kim ilkeli? Kim özgür?

Ben söyleyeyim. 

Kimse doğru değil. Çünkü hangi gazeteci veya televizyoncu hangi patronun yanında çalışıyorsa, sadece O'nun doğrularını savunmakla mükelleftir. O'nun doğrusuna eğri diyen doğrulup gider.

Kimse tarafsız değil. Çünkü hangi gazeteci veya televizyoncu hangi patronun yanında çalışıyorsa, sadece O'nun tarafında, O'nun taraftarı  olmak zorundadır. Onun tarafında değilsen, sen gidersin yerine tarafında olan bir başka taraftar gelir. 

Kimse ilkeli değil. Çünkü hangi gazeteci veya televizyoncu hangi patronun şemsiyesi altındaysa, sadece o patronun ve çalıştığı şirketin ilkelerini önce kabul eder, sonra işine başlar, sonra da o ilkelerin savunuculuğunu yapar, aynı çizgide devam eder. 

Kimse özgür değil. Çünkü hangi gazeteci veya televizyoncu hangi patronun yanında çalışıyorsa, sadece O patronun çizdiği çizgiler kadar özgürdür. Çizgiyi aşarsa, kendi özgürlük yolunu da kendisi açmış olur.  

O yüzden, dediğim gibi. Hiçbirisi doğru değil, tarafsız değil, ilkeli değil, özgür değil. Doğru, tarafsız, ilkeli ve özgür olmak demek, bu ülkeye, bu devlete, bu millete ve bu bayrağa düşman olanlara destek vermek demek değildir.

HDP'yi kastediyorum. Hala niye varlar? Hala nasıl geziyorlar? Hala neden kapatılmıyorlar anlayamıyorum, ama keşke HDP'ye ve HDP'lilere destek vermemiş olsalardı.

Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az.