Gazeteci olan herkes bilir.
Yani sanırım...
"Yazıyor Yazıyor" diye bağıra bağıra gazete dağıtan bu çocuk, bana göre 'gazetecilik' mesleğinin ve meslek tarihinin en önemli sembollerinden birisidir. En azından ben, bu meslekte bu fotoğrafla büyüdüm diyebilirim.
İşte bu fotoğraftaki o meşhur 'Gazeteci Çocuk' Hayreddin Baş.
Aslen Samsunlu.
Fotoğrafı çekildiğinde 9 yaşındaydı, eğer hala sağ ise Allah uzun ömürler versin, bugünlerde 75-76'lı yaşlarda olması gerekiyor.
Bu fotoğrafın ölümsüzleştirildiği yı ise 1958.
Fotoğrafın çekildiği yer, İstanbul Fatih Küçükayasofya'daki Şehit Mehmet Paşa Sokağı.
Dedim ya, "Yazıyor Yazıyor" diye bağıra bağıra gazete dağıtan bu meşhur çocuk, işte bu çocuk.
Ve bu fotoğrafı çeken isim...
Mesleğin duayenlerinden Babıâli'nin ünlü foto muhabiri, İstanbul Belediyesi Fotoğrafhanesi'nin kurucusu ve 1972'de ebediyete intikal eden büyük usta Hilmi Şahenk.
İşte o yıllardan kaldı gazetecilerin meşhur 'yazıyor yazıyor' söylemi.
Bugün 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü. Gazeteciler, onca yaşadıkları sorunlar ve sıkıntılara rağmen hala yazıyor. Farkındaysanız ben bile yazıyorum. Hayatta en çok sevdiğim şey aslında yazmak.
Çocukluk yıllarımızda 80'li, 90'lı yıllarda günlük tutmak çok meşhurdu. O zamanlarda günlük tutmaktan ziyade o günlüğü muhafaza etmek, saklamak daha zordu.
Ne yalan söyleyeyim! Bugün teknoloji çok ilerledi. Bakın eskiden daktilo vardı, şimdi bilgisayar. Acaba günlük yazsam mı diye iç geçirdiğim çok olmuştur. Ancak düşünüyorum. Bilgisayar dahi olsa, yazmaktan daha çok o günlüğü muhafaza etmek, saklamak yine çok zor!
Olsun, biz hala yazıyoruz. Yazmaya da devam ediyoruz. Maksadım, tüm meslektaşlarımızın 10 Ocak Çalışanlar Günü'nü kutlamaktı, ama en azından bu hikayeyi bilmeyenler öğrenmiş oldu.
Şimdi çalışmaya devam :)
Kalın sağlıcakla...